Finans, Yönetim
0

Beşiktaş’ta Yol Ayrımı: Tamam mı? Devam mı?

Artık paralı yöneticilerin kulüplere para aktararak yönetme devrinin bittiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunu söylememizin en önemli dayanağı kulüplerin mali yapılarının şahıslardan çok daha büyük hale gelmesidir. Örnek verecek olursak; Sayın Yıldırım Demirören’in 8 yıl önceden kalan 100 milyon TL tutarındaki alacağı kulübün 2019 yılı nakit ihtiyacı 410 milyon TL’nin dörtte birini dahi karşılamamaktadır.  Bir başka ve güncel örnek ise rakibimiz Fenerbahçe’nin başkanı Sayın Ali Koç’un dahi nakit akış ve borç problemine henüz kalıcı bir çözüm bulamamasıdır. Özetle çare paralı yöneticiler değil; alacaklıların güvenini kazanacak taraftara kısa vadede kan ve gözyaşı, uzun vadede ise sürdürülebilir başarı vadeden yöneticilerdir.

Bundan 2 ay önce bu nakit akış projeksiyonunu hazırlamaya başladık. 10 yılı aşkın süredir bu konuları takip edip kalem oynatmamıza karşın gördüğümüz tablo bizi bile derinden etkiledi ve elimiz bir türlü gitmedi yayınlamak için.  Ancak bugün Beşiktaş’ın önünde bir seçim olmasından dolayı ve başkan adaylarının nasıl bir mali durumla karşı karşıya kalacaklarını görmeleri için çalışmayı paylaşmamız elzem hale geldi.

En büyük temennimiz bir sonraki yönetimi seçecek olan genel kurul üyelerinin de bu çalışmayı inceleyerek; 19 yıldır devam eden mevcut alışkanlıklardan vazgeçmenin ve buna bağlı olarak zihniyet değişikliğinin de zorunluğunu anlamalıdır.

Bu tarz çalışmalarda kötü, baz ve iyi olmak üzere 3 farklı senaryo üzerinde çalışılır. Bizim gönlümüz kötü ve baz senaryoyu paylaşmaya el vermediği ve Beşiktaş genel kurulunun bu senaryoyu en doğru şekilde uygulayacak olan yönetimi seçeceklerine inancımız nedeniyle iyi senaryoyu paylaşmaya karar verdik.

Buna karşın Kulübün mali olarak düze çıkması; yani aldığından daha fazla borç ödemesi için 2023 yılına kadar sabretmesi gerekiyor. Belki de gelecekteki yönetim (ler) bizim varsayımlarımızdan çok daha doğru ve iyi işler yaparak tahminimizden daha önce Beşiktaş’ı düze çıkaracaktır.

Burada kritik olan konu önceliklerin belirlenmesidir. Öncelik sadece sportif başarı olarak yola çıkılırsa; bu yol kısa vadeli bakışı ve artan borç yükünü doğurur. Şüphesiz Beşiktaş’ın her zaman sportif açıdan yarışmacı ve başarılı olması hedeflenmelidir. Ancak Sayın Yıldırım Demirören ve Sayın Fikret Orman’ın da düştüğü tuzağa düşülmemelidir. Bu gün yaşananların tekrar etmemesi için önceliğin mali ve idari disiplin ile birlikte sürdürülebilir sportif başarıya verilmesi gereklidir.

Her ne kadar burada Beşiktaş Kulübü için bir çalışma yapmış olsak da önümüzdeki bu acı tablo maalesef başta Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor olmak üzere diğer spor kulüpleri içinde geçerlidir. Kanun ve kuralların istisna gözetmeksizin uygulandığı bir yerde yaşıyor olsaydık öz kaynakları yıllardır ekside ve müflis konuma düşmüş olan 4 büyük kulübümüzün halka açık şirketleri SPK tarafından gözetime alınır ve muhtemelen kayyum atanırdı.

Türk futbolunun ve en önemli paydaşı olan spor kulüplerinin mali olarak büyük bir mali çöküntü içinde olmasında bütün paydaşların sorumluluğu vardır. Devlet ve federasyon kötü gidişata gözlerini kapamış ve spor kulüpleri yasasını çıkarmayarak gelinen duruma göz yummuştur.

Dernek statüsündeki kulüplerin yöneticileri 3 yıllığına seçildikleri için kulüplerin geleceklerini değil sadece kendi dönemlerini düşünmüşlerdir. Kendi döneminden sonrasını düşünmeyen ve sorumlulukları da bulunmayan yöneticiler en çok sportif başarı kazanan başkan/yönetim olma hayali ile akıl almaz harcamalar yapmışlardır.  Bu süreçte genel kurul üyeleri ise yaklaşılan derin uçuruma sırtlarını dönmüş ve mali çöküntünün nedeni olan yöneticileri her seferinde tekrar seçerek bu kötü durama ortak olmuşlardır. Taraftar ve medya ise istisnalar dışında sadece transferlere ve kısa süreli başarılara konsantre olmuş; aynı devlet ve genel kurul üyeleri gibi gidişata gözlerini kapamıştır.

Türk futbolunun daha iyi bir geleceği olması isteniyorsa devlet son derece şeffaf bir şekilde durumun vahametini kulüpleri de şeffaf olmaya zorlayarak kamuoyu ile paylaşmalı ve kamuoyunun desteğini kazanmalıdır.

Genel kurul üyeleri kendi sınırlı dönemlerini değil kulüplerin geleceğini düşünen yöneticileri göreve getirmelidir. Özellikle de mali konularda yöneticilerden hesap sormayı bir gelenek haline getirerek yönetimlerden bağımsız denetim kurullarının etkin olması için baskı kurmalıdır. Yeterince denetlenmeyen kulüplerin nasıl bir bataklığa sürekliğinin farkına varılmalıdır.

Medya tarafsız ve etik haberciliği düstur edinmeli, rating uğruna yöneticiler üzerinde pahalı sporcu transferi baskısı kurmaktan bir an önce vazgeçmelidir. Taraftar kendini değil gelecek nesilleri öncül almalı; kulüplerinin varlığını sürdürebilmesi için pahalı transfer ve şampiyonluk peşinde değil mali ve idari başarı peşinde koşmalıdır. Mali ve idari olarak iyi yönetilen kulüpler aynı dünyadaki başarılı örneklerinde görüldüğü üzere sportif başarı anlamında da öne çıkacaklardır.

Beşiktaş’ın gelecek projeksyonuyla ilgili yukarıdaki görüşlerimizin de bulunduğu raporumuzun tamamı incelemek için aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

Beşiktaş JK 10 Yıllık Projeksiyon Raporu

Özgür Şentürk – Gökhan Tiryaki

Okumaya Devam Et
Finans
0

Zihniyet Değişiminde Direnmeyip Mevcut Alışkanlıklardan Vazgeçilecek mi?

Kulüpler şeffaflığın olmadığı, denetim faaliyetlerinin tam anlamıyla yapılamadığı, mali disiplinden uzak, liyakat esasına dayanmayan dolayısıyla sorumluluk bilincinin de eksik olduğu sürdürülemez organizasyonlar haline geldiler.

Buna ek olarak ş sportif başarıyla finansal başarının birbiriyle paralel gitmesi gerektiğini de anlayamadılar. 2019-20 sezonundan itibaren Türk futbolunda yeni kurallar, kurullar ve tanımlamalara alışacağız. Alışırken aynı zamanda, kulüplerin mali anlamda çökmesine neden olan alışkanlıklarından vazgeçecekler mi; birlikte göreceğiz.

1 Haziran’daki TFF Genel Kurul toplantısında, Kulüp Lisans Kurulu’nda yer alacak üyelerle ilgili son derece yerinde bazı kriterler getirildi. Kurul içerisinde, alanında yeterliliği tescillenmiş yeminli mali müşavir, serbest muhasebeci mali müşavir, bağımsız denetçi ve avukatın yanında ekonomist kimlikleriyle Bankalar Birliği’nden de üç temsilci bulunmaktadır. Kurul, bu sene ilk defa takım harcama limitini (Futbolcu, teknik kadro ve menajer ücret giderleri ) açıkladı. Beşiktaş’ın limiti 256 milyon TL olarak açıklandı. En yüksek limite 369 milyon TL ile Galatasaray sahipken, en düşük limite 24 milyon TL ile Antalya sahip oldu. Beşiktaş’ın 256 milyon TL’lik limitini son iki sene de gerçekleşen 393 milyon TL ve 390 milyon TL ile 2019-2020 sezonu için bütçelenen 353 milyon TL ile kıyasladığımızda, finansal gerçeklerle örtüşmediğini görüyoruz.

Bu da Beşiktaş’ın bu sezon limite uymak için zorlanacağını anlamına geliyor. Peki, Beşiktaş ve diğer kulüpler mevcut borç yapılandırması sayesinde kurtulabilecekler mi? Bu sorunun cevabı kısa ve net bir şekilde, hayır. Borç yapılandırma ve lisanslama kriterlerinde alınan önlemler güzel olmakla birlikte kulüplerin kurtulması için yeterli değildir.

Mevcut yapılandırma süreleri ve şartları kulüplere sadece nefes aldıracaktır. İkinci yılın sonunda benzer, hatta daha sert tartışmaların içine girilebilir. Eğer amaç Türk futbolunu kurtarmaksa yapılandırma şartlarının daha akılcı ve ileriye dönük olması gerekmektedir. Beşiktaş özelinde yaptığımız hesaplamalara göre yapılandırmanın en az 6-7 yıl anapara ödemesiz, toplam 12- 13 yıl civarında olması gerekmektedir. Beşiktaş bu sürelerde fon yaratıp, borçlarını ödeyebilecek kabiliyete kavuşabilecektir. Oysa mevcut yapılandırmada Beşiktaş, 2.6 milyar TL’yi aşan borcu ödeme kabiliyetine kavuşamayacaktır. Eğer borç yapılandırma medyaya yansıdığı gibi anapara ödemesi 3 yıl şeklinde ise, bugünkü finansal borcun dahi “sadece anapara” ödemesi 500 milyon TL, faiziyle birlikte 800 milyon TL civarında olacaktır.

Benzer süreci İspanyol futbolu yaşamış ve defalarca uygulanan yapılandırmalara rağmen, her seferinde daha kötü durumlarla karşılaşmışlardır.

Bizdeki tartışmalar orada da olmuş; hatta bir İspanyol milletvekili bizde de verilen benzer tepkiyle işletmelerin ve halkın finansal anlamda zorda olduğu dönem de neden futbol kulüplerini kurtardıklarını sorgulamıştır. İspanya futbolunun bu çıkmazdan çıkış süreci ile ilgili alınan önlemler dikkatli bir şekilde incelenmeli ve muhataplarıyla da bilgi alışverişinde bulunulmalıdır.

Öncelikle Türk futbolunun gelişmesi ve ekonomik büyümesinin sağlanması için organizasyon bozukluklarının düzeltilmesi gereklidir. Çoğunluğu dernek statüsünde olan kulüplerine seçilen yöneticilerinin neredeyse sorumlulukları bulunmamaktadır. Bu yöneticilerin iyi niyetli ama sonucu kötü olan icraatlarının sonuçlarına kulüpler katlanmaktadır. Eğer amaç Türk futbolunu bu finansal çöküntüden kurtarmaksa, ilk icraat, senelerdir sümen altı edilen “Spor Kulüpleri Yasası”nın güncellenerek çıkarılması olmalıdır. Yasal zemini oluşturulduktan sonra kulüplerin yapıları yeni düzene uygun hale getirilmeli, kulüplerin bu kanunlara harfiyen uymaları sağlanmalıdır.

Kulüplerde görev alacak yöneticilere kanunlarla sorumluluk verilmesi gerekmektedir. Yasal ve yapısal düzenlemelerden sonra kulüplerin borcunu ödeyebileceği yapılandırmalar yapılmalı; kapsamı sadece finansal borçlar değil, devlete olan vergi borçları ve diğer borçlar da olmalıdır. Bunlarla birlikte yüksek faiz oranlarıyla borçlanan kulüplerin borçlanma maliyetleri de düşürülmelidir. Özetle Beşiktaş’ı ve Türk futbolunu kurtarmak istiyorsak; kulüplerin yönetim anlayışı ve organizasyon yapılarını düzeltmeliyiz. Kulüplerimizin şeffaflık, mali disiplin, sorumluluk ve hesap verebilirliği ilke edinmiş, liyakat esasına dayalı sürdürülebilir kurumsal yapılar haline getirilmesi hedeflenmelidir. Bu kapsamda kulüplerin denetim kurullarının yönetimlerden bağımsız ve tarafsız seçilmesinin ve seçilen kurullarında hür ve bağımsız denetim faaliyetlerini gerçekleştirmesi sağlanmalıdır. Bunun sağlanabilmesi için başta devlet olmak üzere federasyon, kulüpler ve taraftarlar dâhil herkese görevler düşmektedir.

Geçtiğimiz Şubat ayında Beşiktaş Futbol Yatırımları A.Ş. özet finansal tablosu ve dipnotları ile sınırlı denetçi raporunu analiz edip kamuoyuna sunmuştuk.

Bu yıl içindeki ikinci raporumuzu 2018-19 sezonunu kapsayan yılsonu raporunun da yayınlanmasıyla detaylı analizler ve yorumlarla yayınlıyoruz. Raporda yer alan bilgilerin Beşiktaş Futbol Yatırımları A.Ş.’nin borsada yayınladığı rapor ile Denetim Kurulu’nun 2019 yılı ikinci dönem raporlarından yararlanılarak hazırlandığın hatırlatmak isteriz. Beşiktaş’ın şeffaflığı, mali disiplini ve hesap verilebilirliği ilke edinmesi gerektiğine inanıyoruz.

Bununla birlikte risklerle ilgili uyarılarımızın da görevimiz olduğu bilincindeyiz. Bu süreçte görevimize sonuna kadar sahip çıkmayı amaçlayarak görüşlerimizin sunuyoruz ve Beşiktaş paydaşlarını bilgilendirmeye çalışıyoruz. Şimdi gelin Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Bağlı Ortaklıkları’nın (“Şirket”) 31 Mayıs 2019 tarihi itibariyle sona eren döneme ilişkin konsolide finansal tabloları ve denetçi raporuyla ilgili dikkat çeken noktaları inceleyelim.

Bu yıl ki raporlarda neredeyse geçmiş dönem raporlarımızdaki bulguların aynılarına sahibiz. Her gün güncel durumunu merak ettiğimiz Beşiktaş JK Derneği’nin (“Dernek”) konsolide borcu 525,7 milyon TL artarak 2,63 milyar TL’ye yükselirken, Şirketin borcu da 505 milyon TL artarak 1,46 milyar TL’den 1,97 milyar TL’ye yükselmiş. Borcun en önemli kalemi olan Finansal borç 1,4 milyar TL ve bunun 1,2 milyar TL’sinin Beşiktaş Futbol Yatırımları A.Ş’ye ait olduğu görülüyor.

Raporda finansal borçlanma maliyetleriyle ilgili olarak bankalara %31, faktoring şirketlerine ise %33 ile borçlanıldığı bilgisi verilmektedir. Verilen Teminat rehin ipotekler ise %64 artışla 1 milyar TL’den 1,64 milyar TL’ye ulaşmış. Temliklerdeki artışta en dikkat çeken nokta ise, yayın geliri temliklerinin 468 milyon TL artarak, 312,5 milyon TL’den 780,5 milyon TL’ye yükselmesidir. Beşiktaş Futbol Yatırımları A.Ş., geçen sezon aynı dönemde 10 milyon TL net kar açıklarken, bu sezon 306 milyon TL zarar açıkladı. Bu zararla birlikte şirketin birikmiş toplam zararı 1 milyar TL’yi aştı. Öz kaynaklardaki noksanlık 305 milyon TL zarar ile birlikte daha da büyüyerek (negatifte) 815 milyon TL’ye ulaştı ve Türk Ticaret Kanunu’na göre teknik iflas ve borç batağında bulunma durumumuzun devam etmesine neden oldu.

Ayrıca Şirket’in 843 milyon TL net kısa vadeli yükümlülüğü bulunuyor. Yani, bir yıldan kısa vadeli yükümlülüklerini dönen varlıkları karşılayamadığı gibi, 843 milyon TL de açık veriyor. Bu yükümlülüğü yerine getirmek için 729 milyon TL’lik kredinin yapılandırılması ve yeni kredi kullanımına gidilmesi planlanıyor. Bu senaryo içerisinde nakit olarak alınmayacak (Şirkete nakit olarak ödeme yapılmayacak) 107,5 milyon TL ertelenmiş gelirlerin yanı sıra, bir yıl içinde 7 milyon TL nakit yaratılması planlanıyor. 5 www.finanskartallari.com Şirketin geliri 202 milyon TL azalarak 704 milyon TL’ye düştü. “Gelir” başlığındaki tek artış yayın gelirleri olurken; UEFA, ticari ve maç günü gelirleri büyük ölçüde azaldı. Üst üste kazanılan iki şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi’ne katılım sayesinde yakalanan büyüme ivmesi sportif başarısızlıkla birlikte kaybedildi, hatta %22 küçülme yaşandı.

Rapor, 2018-19 se zonunda ticari gelirlerden 258 milyon TL, yayın gelirlerinden 181 milyon TL, maç günü gelirlerinden 97,5 milyon TL ve oyuncu transferlerinden 83 milyon TL gelir elde edildiğini gösteriyor. Beşiktaş’ın ücret giderleri geçen sezona göre 3 milyon TL azalmış ve 390 milyon TL olmuş. Raporda yeni sezon için (2019-2020) ücret giderleri %10 düşürülerek 353 milyon TL olarak bütçelenmiş. Buna karşın Türkiye Futbol Federasyonu 2 Eylül’de takım harcama limitini geçen sezon gerçekleşen giderlerin üçte ikisi olan 256 milyon TL olarak açıkladı.

Buraya dikkat! Önümüzdeki iki yıl geçiş süreci olarak kabul edildiğinden dolayı sırasıyla %30 ve %15 bütçe aşımlarında ceza verilmeyecek. Ancak burada amaç ceza yememeye odaklanmak değil, mali disiplini sağlamak olmalıdır. Şirketin Dernek’ten olan 335.661.473 TL’lik alacağı %78 artarak 599.084.650 TL’ye yükselmiş. Aynı zamanda Şirket bu yıl Dernekten olan alacağı için de faiz hesaplaması yapmış ve 131.407.546 TL faiz faturası kesmiş.

Faiz geliri faturasının da Dernek’in konsolide finansal tablosunda elemine edileceğini düşündüğümüzde, derneğe yansıyan zararın daha da büyük olduğunu söyleyebiliriz. Faiz faturasının yanı sıra Şirket Dernek’e 71.482.899TL mal ve hizmet satışı faturası kesmiş, 25.464.788 TL mal ve hizmet alımı gerçekleştirmiş. Beşiktaş futbolda 344 milyon TL zarar etti. Finansman faaliyetlerin etkisini dışarda tutsak dahi futbolun faaliyet zararı 76,5 milyon TL olmuş. Futbolda geçen yıl 772,5 milyon TL gelir elde edilmişken bu sene gelir 183 milyon TL azalarak 589 milyon TL’ye düşmüş.

Gelirlerin azalmasına rağmen maliyetlerde ise 38 milyon TL’lik artış gerçekleşmiş. 31 Mayıs 2019 tarihi itibariyle finansal tablolarda bulunan davalara ilişkin ayrılan toplam borç ve karşılık tutarı olan 62.817.155 TL’nin 37.439.076 TL’si alacak davaları, 23.587.245 TL’si menajer alacak davaları, 908.817 TL’si tazminat davaları ve 882.018 TL’si personel alacak davalarına istinaden ayrılmış.

Finansal bilgilerle ilgili yukarıda özeti bulunan raporumuzun tamamı incelemek için aşağıdaki linkten raporumuza ulaşabilirsiniz.

Finans Kartalları Besiktas JK Inceleme Raporu

Gökhan Tiryaki

Okumaya Devam Et
Finans
0

Uefa Gelirlerinde Düşüş, Factoring Borçlarındaki Artış, Davalara Ayrılan Karşılıklar Derken Kulüp Nereye Gidiyor?

Borsada işlem gören Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret AŞ ve Bağlı Ortaklıkları’nın 30 Kasım 2018 tarihi itibariyle sona eren ara döneme ilişkin özet konsolide finansal tabloları ve sınırlı denetim raporuyla ilgili dikkat çeken noktaları gelin birlikte inceleyelim. Şirket, yöntem olarak özet yönetimi seçtiğinden dolayı dipnotlarda detaylı bilgilere ulaşamıyoruz. Bu sebeple analizlerimizde tüm detaylara yer veremedik.

  • Geçen yıl altı aylık zarar 3.902.140 TL iken bu yıl şirketin altı aylık zararı 156.390.704 TL olarak gerçekleşti. Şirketin Dernek’ten olan 506.233.100 TL alacağı için kesmiş olduğu 67.071.301 TL faiz geliri faturasının da konsolidasyonda iptal edileceğini düşündüğümüzde derneğe yansıyan zararın 223.462.005 TL olduğu görülmektedir. Faiz faturasının yanı sıra Şirket Dernek’e 42.854.461 TL daha mal ve hizmet faturası kesmiş durumda. Detayına ulaşamadığımızdan dolayı bunun zarara etkisinin ne kadar olacağı hakkında bilgi veremiyoruz. Fakat şunu söyleyebiliriz ki, derneğe yansıyan zararı arttıracağı kesin.
  • Beşiktaş’ın ana faaliyet konusu olan futbolda 6 ayda 178.840.332 TL zarar edildiği görülüyor. Futboldaki vahim durumu brüt faaliyet zararının 3.021.206 TL olmasında dahi görebiliriz. Bu zararda 1,5 ay önce de dikkat çekmeye çalıştığımız ücret giderlerinin 202 milyon TL olmasının (yaklaşık 32 milyon Euro) etkisi büyük. Bu konuda atılan olumlu adımlar var ve devam ettirilmesi gerektiği aşikar.
  • Şirket’in borcu son altı ayda 204.760.629 TL artarak 1.666.651.222 TL’ye ulaştı. Dernek ile birlikte konsolide borç ise 2.377.130.879 TL. Denetleme Kurulu’nun açıkladığı 30 Eylül 2018 tarihli borca göre ise kurlardaki düşüşün de etkisiyle 118.136.808 TL azaldığı görülüyor.
  • Şirketin 1,66 milyar TL’lik borcunun 1 milyar TL’si finansal borçlardan oluşuyor. Söz konusu borcun TL kısmı için borçlanma maliyeti 1 yılda %18’den %30’a çıkmış.
  • Türk Ticaret Kanunu’na göre teknik iflas ve borç batağında bulunma durumumuz devam ediyorken, özkaynaklardaki noksanlık 156.390.704 TL zarar ile birlikte daha da büyüyerek negatif 665.707.091 TL’ye ulaştı. Ayrıca Şirket’in 603 milyon TL net kısa vadeli yükümlülüğü bulunuyor. Yani; bir yıldan kısa vadeli yükümlülüklerini, dönen varlıkları karşılayamadığı gibi 603 milyon TL de açık veriyor. Bu yükümlülüğü yerine getirmek için 513 milyon TL kredi yapılandırması ve yeni kredi kullanımına gidilmesi planlanıyor. Bu senaryoda da söz konusu planın yanında; nakden ödenmeyecek 83 milyon TL ertelenmiş gelirlerin yanı sıra bir yıl içinde 7 milyon TL nakit yaratılması planlanıyor.
  • Şirket, Mayıs ayında yürürlüğe giren kanuna dayanarak 6 aylık dönemde toplam 21.37.842 TL tutarındaki stopajın iadesini tahsil etmiş. Söz konusu iadenin 20.915.020 TL’lik kısmı amatör şubelerdeki maaş ve diğer harcamaların ödemesinde kullanılırken, kalan tutar yani 222.822 TL diğer kısa vadeli yükümlülükler altında gösterilmiş.
  • Veli Kavlak, Denys Boyko, ve Alvaro Negredo’ya 16.841.464 TL sözleşme fesih gideri, menajerlere ise 15.852.104 TL menajerlik hizmet bedeli ödendi.

 30 Kasım 2018 tarihi itibariyle finansal tablolarda bulunan davalara ilişkin ayrılan toplam borç ve karşılık tutarı olan 38.291.308 TL’nin 37.889.169 TL’si alacak davaları, 380.000 TL’si personel alacak davaları ve 22.139 TL’si tazminat davalarına aittir.

  • Verilen temlikler ise %64 artışla 1 milyar TL’den 1,64 milyar TL’ye ulaştı

Finansal bilgilerle ilgili yukarı da özeti bulunan raporumuzun tamamı incelemek için aşağıdaki linkten raporumuza ulaşabilirsiniz.

Finans Kartalları Beşiktaş JK Futbol Yat. A.Ş. Finansal Tablo Notları

Okumaya Devam Et
Finans
0

Beşiktaş’ta Giderlerdeki Artış Kontrol Edilemiyor

Merakla beklenen ve 2 milyar TL’yi aşıp aşmadığı tartışılan Beşiktaş’ın borcu, 19 Mayıs 2018’de yapılan Mali ve İdari Genel Kurul’da açıklığa kavuştu ve 1.835.018.982 TL olarak ilan edildi.

Borç konusunda dikkat çeken iki kalem var. Banka ve faktoring kuruluşlarına olan borçlar 911 milyon TL olup, devlete olan vergi borçlarının da 290 milyon TL’ye ulaştığı görülmektedir.

Borcun yanında Beşiktaş’ın mali durumunda dikkat çeken bir diğer husus 228 milyon TL olarak gerçekleşen zararı oldu.

Beşiktaş’ın gelirlerinin son bir yılda %43 artarak 556 milyon TL’den 796 milyon TL’ye yükseldiği görülmektedir. Gelirlerdeki artışın detaylarına baktığımızda Şampiyonlar Ligi, Kartal Yuvası ve sponsorluk gelirlerindeki artışlardan meydana geldiğini söyleyebiliriz. Gelirlerin detayını aşağıdaki tabloda görebiliriz.

Okumaya Devam Et
Finans
0

Sürdürülebilir Başarıyı Ancak Mali Konularda da Şenol Güneş Disiplini Sağlarsak Yakalarız

Evet arkadaşlar donattık dört bir yanı bayraklarla, eğlendik davullarla zurnalarla, çınlattık dört bir yanı şarkılarla… Bir de bu sene de yine motorları maviliklere sürdük ki inanılmazdı… İçindeyken insan sanki masalsı bir dünyanın içindeymiş gibi hissediyor. Bunu bizlere yaşatan Şenol Hoca’ya, takıma ve onlara başarma ortamını sağlayan yönetime teşekkürler.

Şimdi ise kadehleri, konfetileri ve boş şişeleri toplayıp ortalığı toparlama zamanı. Dikkat ettiyseniz Şenol Hoca şampiyonluğun garantilendiği son Osmanlıspor maçında bile oyuncuların gevşemesine izin vermedi. Oyuncular tatile giderken yemek menülerini ve uyku vakitlerini bile tembihlemiştir diye tahmin ediyorum. Onun başarısının sırrı da burada sanırım. Ümraniye Ümraniye olalı bu kadar disiplinli, kurallı ve böylece de bu kadar başarılı olmadı. Biz de Hocadan dersler çıkarmalıyız.

Okumaya Devam Et
Finans
0

Stoktan Çıkan Dersler

BJK Sportif AŞ’nin 2015 yıllık mali tablosunun dipnotlarında bağımsız denetçi kuruluş:

“Beşiktaş Sportif AŞ tarafından söz konusu depolar arasındaki transferlere ait tarafımıza ilgili stokları tevsik edecek bir doküman sunulamadığından söz konusu stok farkına ilişkin 2.489.254 TL tutarındaki stok kaleminin varlığını doğrulayabilmemiz mümkün olmamıştır.” diye şartlı görüş bildirmiş.

Okumaya Devam Et
Finans
0

Yönettiğiniz Bir İşletme Değil Bizim Hayatımız

Ben konuşmamda Beşiktaş’ın mali tablosunu ve Fikret Orman yönetimlerinin mali bilançosunu çıkarmaya çalışacağım. Camia olarak bugünlerde rakam tartışmalarına çok girdik zaten. Ama sadece rakamlara takılıp kalıyoruz ve rakam tartışması enerjimizi o kadar çok alıyor ki “buraya nasıl geldik ve bundan sonra neleri yapmamalıyız” hususuna gelemiyoruz. Ben elimden geldiğince konuşmamın sonunda mali disiplin açısından neler yapılmalı hususuna da gireceğim.

Okumaya Devam Et
Finans, Yönetim
0

Bütçe Disiplini ve Tüzük

SorumlulukŞeffaflık  ve Hesap Verebilirlik ilkeleri doğrultusunda  yönetim standartları yükselmediği sürece kulübümüzün sürdürülebilir bir başarıya ulaşıp bir dünya kulübü olmasının mümkün olmadığını daha önceki yazımda kaleme almış ve gerek futbolun endüstrileşmesi ve gerekse kulüplerin futbol faaliyetlerini halka açık anonim şirket şeklinde sürdürmesi nedeniyle futbol kulüplerinin tüzüklerinin icraya bir çerçeve oluşturmada yetersiz kaldığını belirtmiştim. Bunun da acı sonuçlarını zaten hep birlikte gördük.

Okumaya Devam Et