Finans
0

Beşiktaş’ta Giderlerdeki Artış Kontrol Edilemiyor

Merakla beklenen ve 2 milyar TL’yi aşıp aşmadığı tartışılan Beşiktaş’ın borcu, 19 Mayıs 2018’de yapılan Mali ve İdari Genel Kurul’da açıklığa kavuştu ve 1.835.018.982 TL olarak ilan edildi.

Borç konusunda dikkat çeken iki kalem var. Banka ve faktoring kuruluşlarına olan borçlar 911 milyon TL olup, devlete olan vergi borçlarının da 290 milyon TL’ye ulaştığı görülmektedir.

Borcun yanında Beşiktaş’ın mali durumunda dikkat çeken bir diğer husus 228 milyon TL olarak gerçekleşen zararı oldu.

Beşiktaş’ın gelirlerinin son bir yılda %43 artarak 556 milyon TL’den 796 milyon TL’ye yükseldiği görülmektedir. Gelirlerdeki artışın detaylarına baktığımızda Şampiyonlar Ligi, Kartal Yuvası ve sponsorluk gelirlerindeki artışlardan meydana geldiğini söyleyebiliriz. Gelirlerin detayını aşağıdaki tabloda görebiliriz.

Şampiyonlar Ligi’nde yakalanan başarıyla Avrupa (UEFA/Şampiyonlar Ligi) gelirleri bir önceki yıla göre ikiye katlanarak 110 milyon TL artış göstermiş ve 208 milyon TL’ye ulaşmış durumda. Bu gelir, Türk futbol tarihinde bir yıl içerisinde Avrupa’da kazanılmış en yüksek gelir rekoru anlamına gelmektedir.

Gelirlerde bir önceki yıla göre 39 milyon TL (%47) artışla ürün satışları da dikkat çeken bir kalem olarak görülmektedir. Ürün satışlarının son beş yılına baktığımızda ise 2013 yılı gelirleri olan 33,5 milyon TL’den 121 milyon TL seviyesine geldiğini görmekteyiz.

Peki, bu rekor gelirlere rağmen Beşiktaş neden bu kadar zarar ediyor? Aslında bu sorunun cevabı sadece Beşiktaş JK için değil diğer kulüpler için de aynı sonuca ulaşmakta. Kulüpler mevcut borçlarını ödeyemediklerinden borçlarını ödeyebilmek için tekrar borçlanıyorlar. Bu sebeple borç kartopu misali sürekli katlanarak büyüyor. Önceki dönemlerde borcun nasıl azaltılacağı ve/veya nasıl bitirilebileceği tartışılırdı. Günümüzde ise bu durum yerini daha vahim olan “borcun artış hızı nasıl kontrol edilebilir” seviyesine bırakmıştır.

Borcu kontrol etmek, dahası kulüplerimizi yönetebilmek için öncelikle planlı ve hatta şeffaf olmamız gerekmektedir. Beşiktaş JK verilerine günümüzde ulaşabilmek geçmişe oranla çok daha iyi konumda olmasına rağmen hala yeterli düzeye erişememiştir.

Peki, kulüpler borçlarını kapatabilmek veya borç artış hızlarını yavaşlatabilmek için ekstra gelir yaratmalı mıdır? Sanıyorum bu soruya kimse hayır yanıtını vermez. Ancak Beşiktaş özelinde yine tüm kulüplerimizin bir fotoğrafını çekmek gerekirse bu konuda asıl dikkat edilmesi gereken noktanın atlandığını görmekteyiz. Bu konuda en büyük sorun, yaratılan ekstra gelir için katlanmak zorunda kalınan giderler. Beşiktaş’ın geçmiş yıl verileriyle yaptığımız analizde daima yarattığı gelirden daha fazla gider yaratmış ve bu da haliyle işin doğası gereği borcun azalması değil artması sonucuna varmış. Sonuç olarak bir gider kontrolü yapılanmasının doğru işlemediğini göstermektedir.

Bu konuyu rakamlarla açıklayacak olursak; Beşiktaş son beş yılda gelirlerini 204 milyon TL’den 796 milyon TL’ye çıkarırken borcunu 690 milyon TL’den 1.835 milyon TL’ye çıkardığını görüyoruz. Gelirler 591 milyon TL artarken, borç 1 milyar 115 milyon TL artış göstermiş. Burada tekrar Şampiyonlar Ligi gelirlerinin önemine dikkat çekmek gerekiyor. Son beş yıllık periyotta sadece 2017 yılında gelir ve gider rakamlarının birbirlerine çok yakın olduğu görülmekte. 2017 yılı rakamlarına baktığımızda; 239 milyon TL gelir artışının yanında 249 milyon TL’lik borç artışı meydana gelmiştir. Son beş yılın rakamları şu şekildedir;

Beşiktaş’ın 2017 yılına özet olarak baktığımızda gelirlerdeki büyük artışa rağmen borç gelirin çok üzerinde artış göstermiştir. Beşiktaş yönetiminin finansal açıdan en başarılı olduğu konunun gelirleri arttırmak olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunun yanında, gider kontrolünde ise aynı şeyi söylemek mümkün olmamaktadır. 1,8 milyar TL olan borcun, son denetleme kurulu raporu ve döviz kurlarının da artışını göz önünde bulundurduğumuzda 2 milyar TL’yi aştığını söyleyebiliriz. Ülke ekonomisinin de mevcut durumunu düşündüğümüzde, bütçeye önem vermek ve bütçe disiplinini sağlamak hayati önem taşımaktadır. Beşiktaş yönetiminin de bu konuya önem vermesi ve bu konuda adımlarını acilen atması gerekmektedir.

Gökhan Tiryaki

İlişik yazılar
Zihniyet Değişiminde Direnmeyip Mevcut Alışkanlıklardan Vazgeçilecek mi?
Beşiktaş’ta Yol Ayrımı: Tamam mı? Devam mı?
Uefa Gelirlerinde Düşüş, Factoring Borçlarındaki Artış, Davalara Ayrılan Karşılıklar Derken Kulüp Nereye Gidiyor?